30 Mart 2012 Cuma

Veda partisi

Dün akşamı hafta içi olması nedeniyle her zamanki gibi işi gücü bitirdikten sonra uyuklayarak geçirmeyi bekliyordum. (Siz görmeyeli çok yaşlandım çok! :P) Fakat akşama doğru proje için 6 aylığına San Fransisco'ya gidecek bir arkadaşın veda partisine gideceğimizi öğrendim. Apar topar hazırlanıp yollara döküldük.

 Arabayla 10 dakika mesafede Pool Pub isimli bir mekâna gittik. Eşimin içki almasını beklerken 2 dakika bilardo oynayan insanları izleyeyim diye bir köşeye oturdum. Pek uzun sürmedi. ((: Hemen birisi gelip beni masasına davet etti. Eşim geri döndüğünde ben kalabalık bir masada, Lilian, João ve Soraya ile koyu muhabbet hâlindeydim. :D Şaka maka, şimdiye kadar gittiğim yerleri düşündüğümde en çok buranın insanlarını sevdiğime karar verdim. Belki karar vermek için erkendir ama şimdilik hislerim şahane insanlar oldukları yönünde. (:

Lilian'ın tavsiyesi üzerine "calabresa e mandioquinha frita" yedik. Sosisli patates kızartması yani. :P Daha doğrusu, patates değil de patatese benzeyen başka bir sebzenin kızartması. Mandioquinha. Ne Türkçe ne de İngilizce karşılığını bulabildim. Bilen varsa yorumunu esirgemesin lütfen. (: Çok lezzetliydi. Daha sonra mandioquinha, pirinç ve baldan yapılan bir biranın tadına baktık. Devassa Bem Loura. Devassa sassy bir edayla söyleniyormuş. (: Netice itibariyle birayı da çok sevdim.


Gitmemize yakın San Fransisco'ya gidecek olan arkadaş, Duda, sahne aldı. Çok da başarılı bir performans sergiledi. Ağzımız açık izliyorduk ki kendisinin daha önce barlarda çıktığını öğrendik. (: Bu sırada pistte dans edenlerin sergiledikleri kusursuz figürleri de belirtmeden geçmemem lazım. Aaah ah yani. :P

28 Mart 2012 Çarşamba

Süpermarketler

Porto Alegre'de bildiğim kadarıyla 2 tane süpermarket zinciri var. Zaffari ve Nacional. Zaffari'nin ayrıca Bourbon denilen hipermarket zinciri de bulunuyor. (Nacional'in de varmış galiba ama henüz bilmiyorum.)




Nacional'e gitmedim henüz. Zaffari'de ise çeşit bol, içkiler ise şimdiye kadar gördüklerimin en ucuzu. Hollanda'ya ilk gittiğimde içki fiyatlarına çok şaşırmıştım. Burada çenem şaşkınlıktan yere düştü. :P Sadece biralar değil, her tür alkollü içki. Ehie. :D Bize yiyecek de ucuz denmişti fakat çok çok da ucuz sayılmaz açıkçası.

Bu iki süpermarketten sadece Nacional online alışveriş hizmeti sunuyor (sanırım). Bu benim için çok iyi bir haber zira en yakın süpermarket oldukça uzak ve haliyle arabam yok. Zaten araba kullanmayı bilmiyorum. ((: Tam artık öğreneyim demiştim, buraya yolculuk çıktı bu sefer de. (: Konudan sapmayayım, neyse. Nacional'den online alışveriş yapmak için doğal olarak üyelik gerekiyor. Fakat o da yetmiyor. Üyelik için CPF numarası istiyorlar. CPF, bizdeki vergi kimlik numarası gibi bir şey. Tam kafamı duvarlara vuruyordum ki iyilik meleğim Andréia bana kendi hesabını ödünç verdi. Cici. (:

Parque da Redenção ve Çiftlik Evi

Pazar günü Andréia bizi Parque da Redenção'daki sokak pazarına götürdü. Şimdiden fotoğrafların dandikliği ve azlığı için özür dilerim. Aman iPhone veya fotoğraf makinesi çıkarıp turist olduğunuzu belli etmeyin vs diye bizi onlarca kez korkuttukları için çektiğimiz fotoğrafları da aceleyle çektik. Halbuki hiç de öyle tehlikeli bir ortam değildi. Yani İstanbul'da da kalabalık bir ortama girince insan ceplerine, çantasına falan dikkat etmeli neticede.

Biz. Saç boyası fiyaskosunu görmezden geliniz. :/

Bir anda siyasi parti yürüyüşüne denk geldik. Olay çıkmadı. :P


Ağzındaki yaprağı da enstrüman olarak kullanıyor (:



Pazarda, yani Brique da Redenção'da genellikle biblo, süs eşyası, eski mobilyalar, resimler, heykeller, bebek giysileri gibi eşyalar vardı. Standlarla ilgili detayları görmek için buraya tıklayın. Benim aklım tabii ki minyatürlerin olduğu 100. standda kaldı. :D Merak ediyorsanız: minyatür standı. Bunlar minik banyolar, oturma odaları, mutfaklar vs. İnsanlar bunları ilgili odalara asıyorlarmış. Bir bebek evi, daha doğrusu minyatür mobilya delisi olarak bunları kullanabileceğim çok başka alanlar düşünebiliyorum tabii. (:


Giriş




Bize söylenene göre yerliler çocukları duygu sömürüsü yoluyla ürünlerini satmak için kullanıyorlarmış.

Kalbimin sahipleri :P

Çocukluğa dönüş (:






Yemek (:


Bir de her yerde mate denen çayın içildiği bardaklardan satılıyordu. Her 5 kişiden birinin bir adet termos, bir adet de mate taşıdığını da söylemeden geçmemeliyim. Çok çok enteresan geldi bu bana. Buraya tıklayarak mate çayını ve bardağını ve de gümüş kamışını görebilirsiniz. (:




Biz bakınırken bir anda araba geçidi başladı. Normalde olan bir şey değilmiş. Biz de tadını çıkardık.










Capoeira gösterisine de denk geldik, tam oldu. ((:







---

Gezinirken aldığım tütsülüğe bakınca Andréia tıpkı kendi ailesinin çiftlik evine benzediğini söyledi. Heyecanımı gizleyememiş olmalıyım ki hemen bizi davet etti. Tabii ki atladık. :D




Andréia'nın babası gerçek bir Gaúcho. Gaúcho'ları, tam anlamını vermese de, kovboy olarak düşünebilirsiniz. Uruguaylı Gaúcho'lar gauço, Brezilyalı olanlar ise gauşu şeklinde okunuyor-muş. Bu arada Gaúcho'lar geleneksel kıyafetleriyle geziyorlar. Yani sadece özel günlerde değil, hemen her gün bu kıyafetleri giyiyorlar. Duyduğuma göre çok rahatmış. ((:

Çiftlik evine aşık oldum. Andréia'nın köpeğine, köpeğin kendisini de köpek zanneden arkadaşı keçiye, atlarına da aşık oldum. Ailesi de kendisi gibi güleryüzlü ve misafirperverlerdi. Babası çok esprili bir adam. Çok da sevimli. Bizi hemen bir el kağıt oyunu oynayalım diye bir buçuk saatlik bir oyun için kandırmaya çalıştı ama Andréia engel oldu. Kağıt oyunlarına ne kadar düşkün olduğumu henüz bilmiyor. :D

Andréia ve atı

Andréia'nın babası 8 günlük Caramela'ya Leffe şişesinde süt veriyor. (((:

Biz (:

Caramela ve annesi. Çok güzeller.

Andréia ve köpeği


Hayvanları zapt etmek zor olduğundan, motosikletin arkasına bunu takıp öyle pratik yapıyorlarmış.


Andréia'nın abisi

Andréia'nın annesi sevimli mutfaklarında






Mutfak

Oturma odası

Yatak odası

Kendini köpek sanan keçi (: